O hep oradaydı.
Oturup ayaklarımı salladığım, adını hiç bilmediğim o köprüde; altımdan süzülüp geçen adını hiç duymadığım o deredeydi. Ve ince yosun kayganı kayalıklara sürtünen zifiri gece sularında... O, hep oradaydı.
Hiç hatırlayamadığım o günün gecesinde, açık kapıdan içeri süzülen ay ışığının puslu aydınlığında ve duvarlara yansıyan gölgelerde... O hep oradaydı.
Oturup ayaklarımı salladığım, adını hiç bilmediğim o köprüde; altımdan süzülüp geçen adını hiç duymadığım o deredeydi. Ve ince yosun kayganı kayalıklara sürtünen zifiri gece sularında... O, hep oradaydı.
Hiç hatırlayamadığım o günün gecesinde, açık kapıdan içeri süzülen ay ışığının puslu aydınlığında ve duvarlara yansıyan gölgelerde... O hep oradaydı.